Pırlanta ve Elmas
Günümüzde mücevherler arasında yanlış bilinen konulardan birisi de elmas ile pırlantanın farklı taşlar olduğudur. Her iki taş arasında bir fark yoktur sadece pırlanta kesim olarak farkları mevcuttur. Kısaca pırlantanın işlenmemiş haline elmas demek yerinde olacaktır. Bir tarafta yapısında oldukça fazla oranda karbon atomları olan doğanın en sert maddesi olan elmas. Diğer tarafta elmasın kesim türlerinde üretilen pırlanta. Tanımlardan anlaşılacağı üzere her ikisi de birbirinden farklı olan taşlar değildir.
İnsanlar arasında bir diğer bilinen yanlış bilgi ise elmasın pırlantaya göre daha değerli olduğudur. Ancak elmasın kesim yöntemlerinde ince işçilik kullanılarak pırlantaya dönüştürülmesi onu daha değerli kılmaktadır.
Pırlanta ve Elmas Yapısı
Pırlanta, 20. yy başlarında ünlü elmas kesici Polonyalı Marcel Tolkowsky tarafından bulunan bir kesim türünün adıdır. Bu kesim yöntemi elmasın en üst seviye parlaklık veren formülüdür. Pırlantada görünen açılı yüzeylere faset denilmektedir. Üstte 57 adet fasetin oluşturduğu ve alt kısmı külah şeklinde sivri olan kesim, en çok kullanılan pırlanta kesimi yuvarlak kesimdir. Dışarıdan gelen ışık, bu fasetlere çarparak ilerleyip külahtan dışarı çıkar. Bu esnada pırlanta üzerinde ışıltı, parıldama oluşur. Bu kesim zamanla mücevher endüstrisinin standardı haline gelmiştir.
Pırlanta içine giren ışık taşın içinde kırılır ve müthiş bir parlaklık ile geri yansımaktadır. Türkiye’de “elmas kesim”, dünyada ise “rose cut” (gül kesim) kesimin altı düzdür ve 12 – 37 aralığında yüzeyden oluşmaktadır. Pırlantanın doğadaki ham haline elmas denilmektedir. Elmas kesim işlemine tabi tutulduğunda adı pırlanta olmaktadır. Elmasa içine giren ışık sadece yüzeyden yansıdığı için pırlanta kesimdeki kadar müthiş bir parlaklık ve ışık yansıması olmayacaktır. Pırlanta kesiminde fasetler ve külah içeri giren ışığın en verimli şekilde dışarı çıkmasını sağlar. Ancak elmas için bu durum farklıdır. Elmas kesim işlemine tabi olmadığından ve külah kısmı yerine alt kısmı düz olduğundan elmas içine giren ışık hareket ve çıkış kabiliyeti kazanamadığından pırlanta kadar parlaklık veremez. Hatta elmas kullanılan takılarda parlaklık vermesi için elmasın altına foya adı verilen bir malzeme konulmaktadır.
Minerallerin sertliği Avusturyalı mineralog Friedrich Mohs tarafından 1812 de ortaya konulmuştur. Mohs sertlik dizisi adı verilen bir ölçek yardımıyla ölçülmektedir. Uluslararası standartlarda Mohs Sertlik cetveline göre 10 sertlik derecesine sahip olan elmas, üstün seviyede dayanıklı bir maddedir. Bu durum elması takıdan daha çok sanayide kullanıma da yönlendirmiştir.
Daha önceki yazılarımızda Elmas Nasıl Oluşur? sorusuna yanıt vermiştik. Bu konuda ayrıntılı bilgi için Elmas Nedir? Elmas Nasıl Oluşur? Elmasın Özellikleri Nelerdir? yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
Özetle, pırlanta ve elmas arasında genel anlamda bir fark yoktur. Her ikisinin de hammaddesi aynıdır. Tek farkları pırlantanın kesim işlemi ile işlenmiş olmasıdır. Bir çok kişinin elmas yüzük diye bahsettiği değerli mücevherler aslında pırlanta yüzük adı olarak söylenmesinde bir sakınca yoktur. Her iki taş genel anlamda aynı olsalar da pırlantanın usta işçilik kullanılarak işlenmesi onu elmasa göre daha hem maddi hem manevi daha değerli kılmaktadır.