Zümrüt, yeşil renk deyince akla gelen bir kelime olduğu kadar güzel bir zümrüt taşının nefes kesici bir görüntüsü vardır. Zümrüt taşı; elmas, yakut ve safir ile birlikte “4 değerli taştan biridir. Birçok değerli taş gibi, karat arttıkça zümrüt fiyatı o oranda yükselmeye başlar.
Zümrüt, bir mineral türü olan berilin ( berilyum alüminyum siklosilikat) yeşil ila mavimsi yeşil çeşididir. Bir taşı zümrüt yapan özellik içerisinde bulunan yeşil rengin derecesidir. Günümüzde krom ile renklendirilmiş yeşil renk beril taşına zümrüt denebilmektedir. Ancak birçok gemolog, gemoloji laboratuvarı ve renkli taş uzmanları için bu tip taşlara zümrüt demek doğru değil. Gemoloji laboratuvarları yeşil rengi zümrüt olarak adlandırabilmek için dereceli karşılaştırma taşları kullanmaktadırlar. Zümrüt taşının değerlilik oranı doygunluk ve renk tonuna bağlıdır. Güçlü ve canlı doygunluğa sahip orta koyu tonlarda hafif mavimsi bir yeşil en çok tercih edilen zümrüt özelliğidir. Diğer taşlarda önemli olan berraklık konusu zümrüt taşında daha esnek bir bakış açısı sağlamaktadır. En kaliteli, işlem görmemiş taşlar aynı boyut, renk ve berraklığa sahip işlenmiş taşlardan daha pahalıdır.
Bir değerli taşın çıkarıldığı madenden bir mağazaya kadar olan yolculuğunda geçtiği süreçleri pek az insan bilmektedir. Mücevher ister fiziksel bir kuyumcu tezgahında, ister sanal bir alışveriş sitesinde müşteriye sunuluyor olsun, geçirdiği yolculuk her zaman büyük bir çaba gerektirir. Madenden tezgaha bir mücevher olmak için tonlarca toprak ve sayısız çalışma saati gerekmektedir.
Zümrüt Taşının Tarihi
*Öncelikle burada verilen bilgilerin gerçek ile ilgili herhangi bir kanıtı yoktur, efsanelerden ve inanışlardan gelen bilgiler olduğunu belirtmek isteriz.
Zümrüt’ün güçlü yeşil rengi, antik çağlardan beri insanları sakinleştirdiği ve iç motivasyonu arttırdığı bilinmektedir. Adı eski Yunanca yeşil anlamına gelen “smaragdus” kelimesinden gelmektedir. Halen günümüzde inanılan, yeşil renginin stresi ve göz yorgunluğunu azalttığı eski dönemlerde de fark edilmişti. Bilinen ilk zümrüt madenleri MÖ 330’dan 1700’lere kadar uzandığı, Mısır’da olduğu ve Kleopatra’nın Zümrüt taşını kraliyet süslemelerinde kullandığı bilinmektedir. İnkalar 500 yıldır zümrütleri mücevherlerinde ve dini törenlerinde kullanıyorlardı. Altın ve gümüşe değerli taşlardan çok daha fazla değer veren İspanyollar, değerli metaller için zümrüt ticareti yaptı.
Zümrüt Hakkında Kanıtı Olmayan İnanışlar
Zümrüt, beril ailesinin en ünlü üyesidir. Zümrütün bir zamanlar kolera ve sıtma gibi hastalıkları tedavi ettiğine inanılırdı. Bir zümrüt kullanmanın, iki kişi arasındaki sevginin doğruluğunu veya yanlışlığını ortaya çıkardığına inanılırdı. Aynı zamanda birini etkili bir konuşmacı yaptığı düşünülmekteydi. Rengi ilkbahar çağrıştırdığından, bu da onu Mayıs ayı doğum taşı yapmıştır. Aynı zamanda evlilik yıldönümleri için tercih edilen değerli bir taştır.
Zümrüt, çok eski dönemlerden beridir birçok kültürde etkileyici bir mücevher olmuştur. Hatta zümrüt taşı karat olarak değerlendirildiğinde pırlantanın 2 katına karşılık gelebilmektedir. Hint mitolojisinde, zümrüt adı ilk olarak Sanskritçe’den “büyüyen şeylerin yeşili” anlamına gelen “marakata” olarak çevrilmişti. Şimdi bildiğimiz adın, Latince’ye “smaragdus” olarak çevrilen ve sonunda zamanla “zümrüt”e dönüşen eski bir Farsça kelimeden geldiğine inanılıyor. Tarih kayıtlarına göre, taşın MÖ 4000 yıllarına uzanan bir tarihte Babil’deki pazarlarda bilindiğini ve satıldığını gösteriyor. Batı edebiyatında zümrütlere yapılan ilk referans Aristoles’ten gelmektedir. Değerli taşın büyük bir hayranıydı ve bir zümrüt sahibi olmanın, sahibinin iş sırasında mevcudiyet ve konuşmadaki önemini artırdığını, davalarda zafer kazandırdığını, davaların çözülmesine yardımcı olduğunu ve görüşü rahatlattığını yazdı. Boyuna asılan veya yüzükle takılan zümrüt taşının epilepsi hastalığını önlediğine inanılmaktaydı.
Farklı Kültürlerde Zümrüt
Zaman boyunca birçok kültür, zümrütün farklı şekillerde son derece güçlü bir taş olduğuna inanmıştır. İslam inancında, zümrüt taşı üzerine Kuran-ı Kerim’den bir ayet yazılabilmektedir. Zümrüt dinde de hayati bir rol oynar. Yeşil, İslam’ın kutsal rengidir ve Arap dünyasına ait devletler, İslam’ın birliğini simgeleyen yeşil bayraklara sahiptir. Antik Roma’da Nero’nun, rengin sakinleştirici olduğunu düşündüğü için büyük şeffaf bir zümrüt aracılığıyla gladyatör dövüşlerini izlediği iddia ediliyor. Çin’de Perşembe günleri, yeşil ve zümrütlerin uğur getirdiğine inanılan bir gündü. Romalılar bir zamanlar açık renkli Zümrütleri olgunlaşmamış olarak kabul ettiler ve bir Zümrüt’ün olgunlaştıkça daha koyu bir yeşil tonuna dönüştüğüne inanıyorlardı.
Sevginin Sembolü
Olumsuzluğu pozitif duygusal enerjiye dönüştürdüğüne inanılmaktadır. Dengeyi sağlar, yatıştırır ve bir güvenlik, uyum ve yaratıcıya yakınlık duygusu sunar. Evrensel plana göre kişinin yaşam amacını arttırır. Duygusal yaşam ve yaşam geçişlerine yardımcı olur. Zihni mükemmel durumda tutar ve aynı zamanda sağlıklı bir hafızayı destekler. Topluluk önünde konuşma yapan birine fayda sağlayacağına inanılmaktadır. Zümrütlerin sakinleştirici ve dengeleyici olduğu, inancı ve umudu geri kazandırdığı bilinmektedir. Nezaket ve sempati uyandırmak için kullanılmaktadır. Ayrıca kişinin sezgisini geliştirmek için kullanılırlar, böylece kişinin algısını arttırırlar. Doğruluğu getirirler ve sevginin sembolleridir. Tarihte zümrütün kişinin tutkularını ve şehvetlerini kontrol edebildiğine inanıldığı zamanlar bile olmuştur.
Zümrüt her zaman sadakat sembolü olarak görülmüştür. Zümrütlerin ayrıca neyin doğru ya da yanlış olduğunu ortaya çıkardığına ve büyüler için bir panzehir olduğuna inanılırdı. Zümrütlerin işinize yaratıcı bir form kazandırmak için gerekli olan enerjiyi içerdiğine inanılmaktadır. Ve bir zamanlar, yüksek kaliteli bir zümrütün, kullanıcıyı yaklaşan tehlikeye karşı uyarmak için tonları değiştireceğine inanılıyordu. Ayrıca kişinin sevgiyi, bağlılığı ve hayranlığı ifade etmesine yardımcı olurlar. Kızıldeniz yakınlarında keşfedilen Yukarı Mısır’daki Zümrüt madeni insanlık tarihinin en eski Zümrüt konusundan biri olarak kabul edilmektedir. İran Devlet Hazinesi, enfes bir Zümrüt koleksiyonunun yanı sıra eski İmparatoriçe Farah’ın Zümrüt tacını içerir. Şah Cihan, zümrütlere olan sevgisini içlerine kutsal metinler yazarak gösterirmiş. Tarih boyunca, zümrütler kraliyet ve ünlüler tarafından kullanılmıştır.
Zümrüt Taşı Nerede Çıkar?
Zümrüt taşı; granit, pegmatit yanı sıra alüvyon birikintilerinde bulunmaktadır. Bazı zümrütler, suyun hareketinin onları parlak çakıl taşlarına benzeyecek şekilde düzelttiği ve pürüzsüzleştirdiği düşünülmektedir. Bilinen ilk zümrüt madenleri Güney Mısır’daydı ve MÖ 2000’den beri çalışıldığına dair kanıtlar gösteriyor. Bugün en iyi taşlardan bazıları Kolombiya’dan, en iyileri Chivor ve Muzo madenlerinden geliyor. Brezilya’dan çok daha az miktarlarda orta açık renkli zümrüt çıkmaktadır. Zümrütler ayrıca Avusturya, Hindistan, Avustralya’dan gelmektedir. Bu ülkeler haricinde Brezilya, Güney Afrika, Mısır, ABD, Norveç ve Pakistan’ıda sayabiliriz. Son on yılda, Zimbabve, Zambiya ve Tanzanya’da da artan miktarlarda zümrüt bulunmuştur. Bu taşlar, Hindistan, Pakistan’dan gelen taşlar gibi çok güçlü bir renk olma eğilimindedir.
Zümrüt Taşı Fiziksel Özellikleri
Sadece en kaliteli zümrütler berrak ve kusursuzdur. Çoğu, Fransızca bahçe anlamına gelen kelimeden “jardin” olarak adlandırılan küçük mineral kapanımlarına veya kırıklara sahiptir. Bu, kusurların yosun veya dal benzeri görünümünü ifade eder. Kusursuz zümrütler nadirdir ve son derece değerlidir. Genellikle sadece küçük boyutlarda bulunur. Büyük zümrütlerin çoğunda çatlaklar ve kusurlar bulunur veya renkleri bulanıktır. Kusurları gizlemek ve rengi geliştirmek için bu zümrütler yağlanmaktadır. Çoğu zaman yüksek kaliteli taşlarda kalıntılar çıplak gözle görülmez. Bunlarda çok solukturlar ve yalnızca 10x-40x lenslerde görünürler. Zümrütler kırılgandır ve kullanım kolayca kırılabilirler. 9 derece sertlikte sınıflandırılırlar. Elmas kadar sert değildirler ancak uzun ömürlüdürler. Kolayca çizilirler ancak çizikler silinebilir. Zümrütlerin rengi açıktan koyu yeşile kadar değişir. Yeşil tonu, krom, oksit ve vanadyum varlığı ile belirlenmektedir. Zümrüt renginin yeni hayatı ve ilk baharın vaadinin sembolü olduğuna inanılmaktadır, bu yüzden Mayıs ayı doğum taşlarından biridir. Zümrüt için kare bir kesim, dikkati ondan uzaklaştırmak yerine, gözü içine çekerek renk zenginliğini vurgular. Eski zamanlarda, birçok değerli taşa yeşil oldukları için zümrüt denirdi. Bugün, çeşitli zümrüt türleri olarak adlandırılan yaklaşık yedi türe yakın taş vardır.
Zümrüt Takıların Bakımı
Bulaşık yıkarken veya sabun kullanırken zümrüt yüzüğünüzü çıkarmayı unutmayın, çünkü zümrüt; yağı ve sabunu içine çeker. Bir süre sonra bu maddeler değerli taşın dibinde birikerek canlı parlaklığını kaybetmesine neden olur. Zümrüt taşınızı çizebilecek fiziksel faaliyetlerde bulunurken, yüzüğünüzü mutlaka çıkarın. Tıpkı pırlanta yüzük temizliği gibi zümrütünüzü temizlemek için oda sıcaklığındaki su, el sabunu ve yumuşak kıllı bir diş fırçası kullanabilirsiniz. Kir ve yağ birikintilerini gidermek için zümrütün alt tarafını tekrar tekrar fırçalayıp, ılık su ile durulayıp kurulayın. Zümrütün parlamaya başladığını göreceksiniz. Zümrütleri ultrasonik temizleyiciler, buharlı temizleyiciler veya asetonla kesinlikle temizlemeyin. Bu tip kimyasallar taşa ve ortama zarar vermektedir. Zümrüt taşı asla yüksek ısıya maruz bırakılmamalıdır. Eğer temizleme solüsyonu kullanıyorsanız, su elinizi sokamayacak kadar sıcaksa, zümrütünüzü içine koymamanız gerekmektedir. Güçlü temizleyiciler, mücevher temizleyici sıvılar veya diğer temizleyiciler kullanmaktan kaçının çünkü bunların çoğu zümrütlerin yağ yapısı ile uyumlu değildir. Temizlik asla yılda birkaç defadan fazla yapılmamalıdır. Uzun yıllar kullandıktan sonra zümrütünüzü yeniden yağlatmak isteyebilirsiniz. Çoğu yerel Kuyumcu bu hizmeti sağlayabilmektedir.
Mayıs Ayı Doğum Taşı Zümrüt
Baharın mücevheri olan zümrüt, Mayıs ayı için doğum taşı olarak kabul edilmiştir. Başka bir beril çeşidi olan Zümrüt, doğurganlık, sağlık ve sadakatle ilgili çağrışımlar da dahil olmak üzere zengin bir sembolizme sahiptir. Bu yeşil mücevherin Kleopatra’nın favorisi olduğu söylenirdi. Özellikle daha büyük karat ağırlıklarında yüksek kaliteli, berrak zümrüt bulmak zordur. Ancak bilim adamları, zümrütlerin berraklığını ve rengini iyileştirmek için birçok tedavi geliştirdiler.
Zümrüt Alırken Dikkat Edilecekler
Zümrüt İçin Renk En Önemli Kalite Faktörüdür. En çok kabul gören zümrüt renkleri, canlı renk doygunluğu ve çok koyu olmayan tonu ile mavimsi yeşil ile saf yeşildir. En değerli zümrütler son derece şeffaftır. Renkleri, gözle görülebilen renk bölgeleri olmaksızın eşit olarak dağılmıştır.
Zümrütler genellikle çıplak gözle görülebilen kapanımlar içerir. Bu nedenle, satıcılar ve bazı tüketiciler zümrütlerde kapanımların varlığını anlar ve kabul eder. Pürüzsüz ve parlak zümrütler nadir olduğundan değerlidir.
Zümrüt kesimi en önemli faktörlerden biridir. En popüler kesim, kristallerin orijinal şekli nedeniyle zümrüt şeklidir. İyi kesilmiş taşlar rengin güzelliğini en üst düzeye çıkartır. Çatlakların etkisini en aza indirerek parlak, canlı bir görünüm oluşturmaktadır.
Zümrütler çok farklı boyutlarda bulunmaktadır. Müzelerde ve özel koleksiyonlarda yüzlerce karat ağırlığında zümrütler mevcuttur. Aynı zamanda küçük zümrütlerde mevcuttur. Kalite ve boyut arttıkça fiyatta artmaktadır.